Category Treatment

Çağımızın en yaygın görülen hastalıklarından biri olan obezite bireylerin farklı hastalıklarla karşı karşıya kalmasına da neden olabilir. Bu hastalıkların başında tip 2 diyabet gelir. Aşırı kiloya bağlı olarak ortaya çıkan bir sağlık sorunu olan tip 2 diyabet nedeniyle hastaların düzenli ve sürekli insülin kullanması gerekliliği doğabilir. Ayrıca hastalığın ilerleyen dönemlerinde farklı hastalıklarla karşılaşılması riski de vardır.

Obezite ve şeker hastalığının her geçen gün daha fazla sayıda hastada görünmesi nedeniyle çeşitli tedavi yöntemleri kullanılmakta ve bu yöntemler her geçen gün daha da geliştirilmektedir. Medikal tedavi ile tip 2 diyabet tamamen iyileştirilemez ve yalnızca hastanın kan şekerinin kontrol altında tutulması hedeflenir. Uygun hastalarda metabolik cerrahi prosedürlerinin uygulanması ile tip 2 diyabetin tedavisi büyük oranda mümkün olmaktadır.

Uygulanan cerrahi prosedüre bağlı olarak son derece başarılı sonuçlar alınabilmesi sayesinde metabolik cerrahi ile hastaların çeşitli sağlık problemleri düzeltilebilmekte ayrıca insülin kontrolüne yönelik medikal tedavilere duyulan ihtiyaç büyük ölçüde ortadan kalkmaktadır.

Şeker Hastalığı Ameliyatı Nedir?

Şeker hastalığı ameliyatı olarak da adlandırılan metabolik cerrahi diyabetin ve obezitenin eş zamanlı olarak kontrol altına alınması amacıyla uygulanan ameliyatlar olarak tanımlanabilir. Şeker hastalığı yani diyabet tip 1 ve tip 2 olarak ayrılır. Vücutta insülin üretiminin olması ancak bu insülinin yetersiz kaldığı tip 2 diyabet genellikle obezite ile ilişkilendirilir.

 

Tip 2 diyabet hastalarında insülin direnci vardır. Sağlıklı bireyler midelerinden salgılanan hormonla açlıklarını hisseder ve yemek yerler. Yenilen yemekle mide duvarı gerilir ve beyne giden uyarıyla açlık hormonunun salgılanması durur, kişi doymaya başlar. Gıdalar bağırsaklara geçince sindirim ve emilim başlar. Sağlıklı bireylerde sindirilmemiş gıdalar ince bağırsağın son kısımlarına son derece rahat bir şekilde ulaşır.

Sindirilmemiş gıdalar buradan glp-1 hormonu salgılanmasına neden olur. Bu hormon pankreastan daha aktif bir şekilde insülin salgılanmasını sağlayarak kan şekerinin kontrol altına alınmasına yardımcı olur.

 

Obez kişilerin ise hem mideleri daha büyüktür hem açlık hormonu salgıları daha fazladır. Bu nedenle obez kişiler doymak için daha büyük porsiyonlar kullanırlar ya da daha sık yemek yemek ihtiyacı hissederler. Diğer yandan obez kişilerin bağırsak boyu ile gıda emilimini sağlayan villus sayısı daha fazladır. Bunun sonucunda sindirilmemiş gıdalar bağırsağın son kısmına ulaşamaz ve glp-1 hormonu aktive edilemez. Pankreastaki insülin aktif bir şekilde salınamayacağı için kan şekerinde yükselme görülür. İnsülin direncinin de etkisiyle kan şekeri aşırı şekilde yükseldiği için şeker hastalığı başlar.

Şeker Hastalığı Ameliyatı Hakkında Merak Edilenler

Şeker hastalığı ameliyatı yani metabolik cerrahi prosedürleri kapalı yöntemle uygulanır. Genellikle 4 ila 6 adet küçük kesi açılır ve hasta özelinde uygun görülen prosedürler çeşitli yöntemlerle uygulanır. Metabolik cerrahi ameliyatlarının ortak özelliği mideye yapılan müdahaleler ile iştahı azaltıp gıda alımını sınırlandırmak ve ek olarak gıdaların ince bağırsağın son kısmına ulaşmasını sağlayacak kestirme yollar yapmaktır.

Tip 2 diyabet ve obezite tedavi yöntemlerinin başında gelen tüp mide ameliyatı kapsamında midenin büyük bölümü alınır. Midenin sindirim sisteminin devamlılığını sağlayacak yemek borusu ile bağırsaklara bağlantı noktaları bırakılır. Hastanın mide hacmini küçültülmek, çok daha az yemek yiyerek doymasını sağlamak ve açlık hormonu salgılanan bölge alındığından iştahı azaltmak gibi etkileri vardır.

Tüp mide ameliyatına ek olarak uygulanan transit bipartisyon ameliyatında tüp mide ameliyatından sonra ince bağırsak ile mide arasında bağlantı noktaları oluşturulur. Tüketilen gıdaların büyük kısmı yeni bağlantı noktasından geçer ve ince bağırsakta emilir.

Tip 2 diyabet hastalığının tedavi edilmesi amacıyla sık uygulanan, etkin yöntemlerden bir diğeri olan gastrik bypass ameliyatında midede ve ince bağırsakta değişiklikler yapılır. Midede bir torba oluşturulur ve bağırsağın alt kısmı ile birleştirilir. İnce bağırsağın ilk aşamada ayrılmış kısmı yeniden alt kısma bağlanır. Yapılan değişikliklerin amacı mideyi küçültmek, gıda tüketimini azaltmak ve ince bağırsaktaki gıda emilimini en aza indirmektir. Böylece tüketilen gıdalar midenin ve ince bağırsağın büyük kısmına uğramaz. Hasta hızla kilo verince tip 2 diyabet hastalığında da iyileşme elde edilir.

Metabolik cerrahi yöntemlerinden biri olan ileal interpozisyonda ince bağırsağın başlangıç ile bitiş kısımlarının yerlerinin değiştirilmesi ve hormon seviyesinin artırılması amaçlanır. Buna bağlı olarak oniki parmak bağırsağında, midede ve pankreasta yer alan insülin direnci hormonları azalır. Aynı zamanda ince bağırsakta insülin duyarlılığı hormonlarında yükselme ortaya çıkar. İleal interpozisyon genellikle tüp mide ameliyatı ile birlikte uygulanır. Hormon dengelerini değiştiren bir prosedür olduğu için tip 2 diyabetin tedavisinde tercih edilen etkili yöntemlerden biri olarak kabul edilir.

Metabolik cerrahi prosedürlerinden sonra çoğu diyabet hastasında etkili sonuçlar alınmakla birlikte hastaların yaşam tarzlarında ve beslenme alışkanlıklarında değişiklik yapması halinde başarı oranının artırılması mümkündür. Şeker hastalığı ameliyatlarının uygulanma kararı her hasta özelinde yapılan değerlendirmelerden sonra verilmelidir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir