OBEZİTE CERRAHİSİ
Transit Bipartisyon Ameliyatı
Transit Bipartisyon Ameliyatı Nedir?
Transit Bipartisyon ameliyatının en kısa tanımı şeker hastalığının tedavisi şeklinde yorumlanabilir. Ancak sadece Tip 2 diyabet hastalığını kapsamaktadır. Ayrıca vücut kitle indeksinin en az 20, en fazla 30 olduğu hastalara uygulanabilmektedir. Kısacası transit birpartisyon ameliyatı fazla kiloya sahip olmayan ve Tip 2 şeker hastalığının tedavisinde yüksek başarı yüzdelerine sahip metabolik bir cerrahidir. Bunun için sindirim sisteminde köklü değişiklik yapılarak, kan şekeri seviyelerinin mümkün mertebe normal düzeylere çekilebilmesi sağlanmaktadır. Bu ameliyat ile mide hacmi sınırlandırılır, bağırsak düzeninde değişikliklere gidilir. Hastaların zayıflamasına da destek olabilen transit bipartisyon ameliyatının hedefi fazla kilolardan kurtulmak değil şeker seviyelerinin kontrol altına alınarak insan yaşamının standart düzende gitmesine destek olmaktır. Şeker düzeylerinin dengelenmesinde aktif rol alan transit bipartisyon cerrahisi sayesinde şeker hastalığı ve şeker hastalığının risk teşkil ettiği pek çok hastalık oluşumunun engellenmesinde %95’e varan başarı yakalanabilmektedir. Bu ameliyata uygun olan hastalar; vücut kitle indeksi 30’u aşmayan, tip 2 diyabet hastalığı olanlardır. Aşırı zayıflar ya da aşırı kilolular ile diyabet hastalığından başka önemli rahatsızlıkları bulunanlar da ameliyat olma olasılığı gittikçe azalmaktadır.
Transit Bipartisyon Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Operasyon kapalı ameliyat yani Laparoskopik cerrahi yöntemine başvurularak gerçekleştirilmektedir. Ameliyat esnasında hem cerrah, hem anestezi uzmanı, hem asistan ve ilgili yardımcılar hazır bulunmaktadır. Hastanın yaşı, boyu, kilosu gibi temel kriterler dışında alt kriterle de değerlendirilerek anestezi uzmanınca anestezi – sedasyon etkili ilaçlar verilerek hastanın operasyona tam hazır hale getirilmesi sağlanır. Operasyon iki aşamada gerçekleştirilmektedir. İlk aşamada doğrudan midenin sınırlandırılması vardır. Hastadan hastaya değişmekle birlikte sıklıkla hastaların midesinin yaklaşık %70’i işlevsiz konuma ulaştırılır. Ameliyatı gerçekleştirebilmek için karın bölgesine en küçüğü 0,5 mm en büyüğü ise 2 cm boyutunda beş adet kesik atılmaktadır. Karbondioksit gazı verilerek şişmesi sağlanan karın boşluğu aşamasından sonra küçük aletler atılan cerrahi kesiklerden ilerletilir.
Operasyon kapsamındaki ilk aşama mideye yöneliktir. Bu çerçevede öncelikle midenin çıkış alanından ortalama 6 – 8 cm başlangıç noktası varsayılır. Bu alandan itibaren tüp mide ameliyatına benzer şekilde mide dik pozisyonda kesilir. Bu kesilen mide kapasitesi normal midenin %70’idir. Bazı hastalarda daha az oranda da kesilmektedir. Kesilen mide parçası vücut dışına çıkartılır. Ardından ince bağırsak ve kalın bağırsağın kesişim noktasından geriye doğru yaklaşık 100 cm mesafe noktası saptanarak işaretlemesi yapılır. Bu noktadan itibaren de 1,5 metrelik bağırsak ayrıştırılır. Toplamda 2,5 metrelik bağırsak yapısı ikiye bölümlendirilir. Alt bağırsak yapısının alt tarafta kalan ince bağırsakların ucu küçültülmüş olan midenin çıktığı noktaya ulaştırılarak ilgili bağlama prosedürü gerçekleştirilir.
2,5 metrelik ayrıştırılan 100 cm’lik bağırsak da işaretlemesi yapılan bağırsağın ucuna bağlanır. Böylece tüketilen besinlerin iki ayrı yol izleyerek ince bağırsağa ulaşması sağlanır. Alınan besinlerin üçte birlik dilimi eski mide – bağırsak yolundan, üçte ikilik dilimi de yeni oluşturulmuş iki buçuk metrelik yeni yoldan ilerlemektedir. Yeni oluşturulan 2,5 metrelik ince bağırsak yolunda GPL-1 isimli hormonunun salgılandığı kısımdır. Tüketilen besinler bu ince bağırsağa ulaştıklarında derhal GPL-1 isimli hormonun salgılanması gerçekleşir. Bu hormon sayesinde de pankreas’da insülin salgılanması sağlanır. GPL-1 hormonunun bir diğer faydası da hormonun salgılanmaya başlamasıyla birlikte dokulardaki insülin etkinliğini yükseltmesidir. Kısacası ameliyatın hedefi olan GPL-1 hormonu ve insülin hormonunun salgılanması sağlanarak şeker hastalığının tedavisine yönelik gerekli işlem burada sonlanmıştır. Bu hormon sayesinde pankreasda insülin üretimi tetiklenirken, dokuların ihtiyaç duyduğu insülin kapasitesi de elde edilmiş olmaktadır. Hasta transit bipartisyon ameliyatının hemen ardından insülin dirençleri normale yakın düzeylere doğru ilerlemiş olacak ve uzun vadede tip 2 diyabet hastalığında %95’e varan düzelmeler sağlanmış olacaktır.